29 Ağustos 2007 Çarşamba

BÜYÜK SESSİZLİK



“Buraya gelenlerin çizmeleri topraktaki tozu süpürdü, hiçbirisi ölen zavallıların kanını temizleyemedi.”

IL GRANDE SILENZIO - GREAT SILENCE


Spaghetti Westernleri bize yakın kılan temel özellik içlerinde insana dair mesajlar barındırmalarıdır. Yüzeyden bakıldıklarında sadece şiddet ve saplantılardan ibaret gibi gözüken filmler, derinliklerinde coşkun duygular içermektedir. Bu içerik sadece türün daha gizlide kalan eserlerinde değil, büyük bütçeler ve büyük şirketlerin desteğinde muhtelif baskılarla istediklerini her şeyiyle sunamayan örneklerinde dahi kendini hissettirebilmektedir.

Spaghettiler duygulu bir devirde yetişen yönetmenlerin bir önceki yüzyılda yaşananlara kendi gözlerinden yazdıkları şiirlerdir. Bu şiirlerin içinde en dokunaklılarından birisi de Sergio Corbucci’nin 1968 tarihli IL GRANDE SILENZIO (GREAT SILENCE)’sudur.


Sergio Corbucci, Spaghetti Westernleriyle günümüzde Quentin Tarantino’nun stiline hamuru hazırlayan filmlere imza atan yönetmenlerden birisidir. Kendi kuşağında ise özellikle aksiyon sahnelerinde ki hiper aktif kamera kullanımıyla pek çok meslektaşının tarzında etkili olmuştur.

GREAT SILENCE, alışılagelmiş Spaghetti + Akdenizli = Meksikalı formülünün dışında karakter kişilikleri daha kuzeyde Utah eyaleti içerisine taşıyan ender örneklerden birisidir. Corbucci’nin ilerleyen yıllarda yönetmen olarak çalışacak kardeşi Bruno Corbucci ile beraber senaryo ve diyaloglarına katkıda bulunduğu film, intikam, para hırsı ve kontrolsüz öldürme arzusunun eleştirisidir. Eleştirilerin çıkış noktasında ise Spaghettilerin can simitlerinden birisi olan Ödül Avcıları'nın hikayelerine farklı bir gözden bakılması yatmaktadır. Bir intikam hikayesi çerçevesinde insanların kendini ulaşılmaz hissettiği bir doğa parçasında oyunun kuralı gereği yaşamak için hayatta kalan hayvanlardan daha acımasızca birbirlerini katletmelerini anlatılmaktadır.


Utah eyaletinin karlarla örtülü dağları ödül avcısı Loco ve ekibince bir katliam beldesine dönüşmüştür. Kanun adına kimin suçsuz - ölü, kimin suçlu - diri, olabileceğine karar verebilecek otoritenin, yargının bulunmadığı bir coğrafyada insan hayatları namlunun ucundadır. Halkın korkularının sebebi ödül avcılarına karşı tek umutları ise bir diğer ödül avcısı Silence’dir.

Nitekim bölgede ki ölüm olaylarının cinayet olup olmadığına dair bir soruşturmanın yapılması için bölgeye şerifin atanması da gecikmez.

Şerif Barnett doğa ve dağ adamlarının kendini karşıladığı bu beldeye geldiğinde ise kendi yol arkadaşlarının yolculuğun sonunda birbirlerini öldürmeye yemin edecek iki kişi olacağından habersizdir. Yol arkadaşları, yol boyunca “Kelle” toplayan Loco ile “Dilsiz” Silence’dir.


Loco tek gözlü kelle avcısı Barbara’ya yaptığı ufak şantajla kendisine gerekli silah ve adam desteğini sağlar. Grup kasabaya geldiğinde yaşanacaklar ise herkes için büyük bir sürprizin habercisidir. Dağlarda yaşayanlar büyük sessizliğin eşiğinde asıl sahipleri olan vahşi doğaya teslim olacaktır.

Üstelik bir Hollywood yapımında karşılaşılamayacak türden finaliyle…


Sergio Corbucci aynı yıl televizyon için hazırladığı Italian Style Western belgeselinde de filmin montaj kısmına yer ayırmış ve kurgusu tamamlanmamış halinden bazı kesitleri sunmuştur.

Bu kesitlerin beraberinde filmin çekildiği zor şartlardan yönetmenin İtalyan dublörlerden yaka silkmesine pek çok hoş detay bulunmaktadır.

Silence’nin Loco’nun suratını odunla dağıttığı sahnede Kinski’nin yerine bardan dışarıya fırlayan dublörün çekim sahneleri bu yakarışlara eşlik etmektedir.


Corbucci stilinin vazgeçilmez detaylarından birisi olan uzuv kesme teması Great Silence içerisinde parmak kopartma ile sürmektedir. Ayrıca tüm Spaghettilerde önem verilen oburluk olgusuda çok kısa bir sahnede seyirciye yapanı bir an evvel gözünün önünden uzaklaştırma hissi yaratacak kadar derin şekilde uygulanmaktadır.

Ennio Morricone, dolar üçlemesiyle western müziklerine getirdiği farklı bakışı Great Silence’nin müziklerinde deneysel bir kulvara taşımıştır. Filmin duygusallığı ile birebir örtüşen temalar ve kimi sahnelerde birdenbire kulaklarımıza misafir olan Sitar sesiyle kariyerinin en iyi albümlerinden birisine imzasını atmıştır.


Spaghettilerin yazılı olmayan kurallarından başrollerde Amerikalı oyuncuların oynatılmasına bir alternatif olarak film boyunca tek kelime konuş(a)mayan Jean Louis Trintignant (Silence) ve gözleriyle kötülüğünün hakkını sonuna kadar veren Klaus Kinski (Loco) bulunmaktadır. Öldürülen kocasının intikamı peşinde ki Vonnetta Mc Gee (Pauline) ise bu filmde ilk kez kamera karşısına geçmiştir.

Leone filmlerinin yardımcı rollerinden görmeye aşina olduğumuz haydut karakterlerinin, mükemmel doğa manzaralarının renklendirdiği bu filmi tüm Spaghetti meraklılarına bir köşe başı eseri olarak tavsiye ediyorum.

Filmin Fragmanı




Yazan: Gökay GELGEC - Yojimboo

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Yorum,müzik,fragman muhteşem! ellerine sağlık Gökay

Adsız dedi ki...

Bu filmin mutlu sonla biten bir "alternatif son" lu bir versiyonu daha vardır.

Adsız dedi ki...

Başka bir alternatif sonla bittiğini duymamıştım. Acaba doğru mu? Çünkü diğerlerinden çok farklı bir sonla biten yapıt.Merak ettim.????

YOJIMBOOO dedi ki...

Evet, filmin Amerikada yayinlanan versiyonu orjinal finali cok depresif bulundugu icin degistirilip alternatif bir sonla bitirilmistir.

Adsız dedi ki...

bu Silence'nin kullandığı Mauser var mıydı o zamanlar?

YOJIMBOOO dedi ki...

Silence'nin kullandigi Mauser'in modeli C96 ve 1896'da üretilmeye basliyor. Film takribi olarak 1898de geciyor o yüzden o dönemde kullanilabilecek bir tabanca.

Adsız dedi ki...

spaghetti westernlerde görmeye alışık olduğumuz türden bir sinematik tepki olan vahşi batı - Amerikan adalet ahlakı anlayışına gösterilen eleştiri artık bu filmde çok belirgin bir hal alır ve biz için için severiz bu adaletsizliğe karşı verilen şidetli tepkiyi!