"Ballantine'nin payı hayatta en sevdiğim insanın olacak, Benim!"
INDIO BLACK
Sinemanın her türünü bir şekilde hiciv edebilecek kadar cesur ve mesaj kaygısını umarsız bir bağımsızlık içerisinde verebilecek kadar özgür B filmlerin kulvarından sıçrayan ADIOS SABATA - INDIO BLACK hem politik, hem eğlenceli hemde duraksız aksiyonuyla türün izlemesi en rahat örneklerinden birisidir.
Bununla beraber güncel dünyada siyasi gerilimlerden beslenen kutuplaşmaların arttığı bir dönemden, kendi türü içerisinde izleyici potansiyelini garanti eden bir çeşit etiket isme kadar her detayı içerisinde barındıran 1971 yapımı, spaghettilerin "Buluş Bill"'i Gianfranco Parolini imzası taşıyan ADIOS SABATA - INDIO BLACK'in temel formülünü açıklamak için "Sirk Eğlencesi" veya "Fabrikasyon bir İtalyan Western Çizgi Romanı"nın sinematik versiyonu ifadesi kullanılabilir.
1867 Meksika'sının toprakları Avusturya Ordusu tarafından İmparator Maximillien adına işgal edilmiştir. Meksika için alışılagelmiş devrim ve direniş hareketleri federal hükümete olduğu kadar bu yabancı ordu askerlerine karşıda sürdürülmektedir.
Direnişçilerin lideri Ocano (Franco Fantasia) kuvvetlerinin silah ihtiyacını karşılamak amacıyla Avusturyalıların kontrolünde gerçekleştirilen önemli miktarda ki bir altın sevkiyatının istihbaratını alır. Güvenilir adamlarından Escudo (Ignazio Spalla) ve ekibini kiralık silahşör Sabata (Yul Brynner) ile temas kurmaları ve bu sevkiyattaki altını ele geçirmeleri için görevlendirir.
Avusturyalıların denetiminde ki Guadolupe Kalesinin komutanı Albay Skimmel'in (Gerard Herter) emriyle başlatılan sevkiyat Sabata ve arkadaşlarının pusu kurdukları noktada beklenmedik bir sürprizle durdurulur. Arabaya Meksikalı kılığında ki Avusturyalılar saldırır ve çok geçmeden Sabata ve ekibiyle, Avusturyalılar arasında bir araba dolusu altın için kovalamaca başlar. Bu takip hikayesi Sabata'nın bahisli düellolarından ciddi bir gelir elde etmiş üçkağıtçı arkadaşı ressam Ballantine'nin(Dean Reed) katılımıyla renklenir.
Ekip tüm zorlukları atlatıp altını paylaşmak için güvenli bir yer bulduğunda ise kendilerini bambaşka bir sürpriz beklemektedir. Onlarca tehlikeye atılarak ele geçirdikleri arabanın içinde ki altın çuvalları kum doludur.
Kendi ordusunu soymaktan çekinmeyen Avusturyalılar ve en ufak fırsatta birbirlerini egale etmeye hazır altın avcıları son büyük hesaplaşma için Guadolupe Kalesinin yolunu tutarlar.
Sabatadan Androidlere:
Sabata bir mit olarak Spaghetti dünyasının şahin gözlü aktörü Lee Van Cleef ile markalaşan bir karakterdir. Indio Black, İtalyan yönetmenlerin ülkemizde olduğu gibi sıkça başvurduğu bir yöntem olan isimle seyirci çekme tekniğinin bir sonucu olarak Sabata serisinin bir parçası gibi lanse edilmiştir. Ancak bu odaklama tekniğinde ki doğruluk payıda azımsanmayacak kadar çoktur, çünkü her ne kadar Sabata = Lee Van Cleef formülü geçerli olsada madalyonun öteki yüzünde filmlerin kazandığı popülerliğin diğer mimarı olarak rejisör Gianfranco Paroli'nin de payı büyüktür.
Sinema dünyasının ilk android filmi olarak kabul edilen 1973 yapımı Westworld'un acımasız silahşörü Yul Brynner'in insanlıktan robotluğa geçişinin arifesinde ki Sabata rolünde sinemada ki "cool silahşör" figürünün sınırlarını zorladığı performansıyla harikalar yaratmaktadır. Bir buçuk saatlik bu çerez eğlenceliğin çeşitli safhalarında Yul Brynner'in kimliğinin altında kimi zaman Django ile Franco Neroyu, kimi zaman sadece gözleriyle durumu açıklayacak kadar ağır Lee Van Cleef'i ve çoğunluklada Leone'nin adsız kahramanı Clint Eastwood'u görebilmek mümkündür.
1960 yılında John Sturges'in Magnificent Seven'i ile westernlere merhaba diyen ve bu önemli filmin çekimleri esnasında karşılıklı sahnelerde türdeki tecrübesi ile Steve Mc Queen'in kendisinden rol çaldığından yakınan Yul Brynner'in aradan geçen yılların sonucunda tümüyle bir western karakteri olarak izleyici karşısına çıktığı söylenebilir. Bu konu hakkında ki bir diğer fikir ise Magnificent Seven serisinin son filmi olan ve Indio Black'i takip eden yıl çekilen Magnificent Seven Ride'de başrolde oynayan Lee Van Cleef ile Yul Brynner'in bir filmlik karakter değiş tokuşuna gitmiş olmalarıdır.
Sirk ve Spaghetti:
Gianfranco Parolini için "Buluş Bill" yakıştırmasını yaparken 1980'li yıllarda ülkemizde ki mizah dergileri aracılığıyla tanıştığımız bu kovboy karakterinin mekanik buluşlarının görsel ve işitsel bir zeminde vücut bulmasını sağlamış yönetmenine de değinmek gerekmektedir. Parolini imzası taşıyan tüm spaghettiler için olağan, ancak izleyiciler için olağandışı kabul edilebilecek iki temel özellik mekanik buluşlar ve hikayenin içine yedirilen absürd öğelerdir.
Ayakkabısında ki oyuklar sayesinde düşmanlarını demir bilyelerle avlayan Meksikalı Septembre(Sal Borgese), yürümekten ziyade salto ve taklalar atarak hareket etmeyi seven Flamenco dansı uzmanı Gitano(Joseph Persaud), Sigara tabakasını son deliğinde puro olması koşuluyla bir şarjör olarak kullanan Sabata, Nitrogliserinli günlükle dolaşan Ballantime mekanik buluşlarla desteklenmiş ve kendi başlarına bir filmi sürükleyebilecek potansiyele sahip karakterlerdir.
Absürd öğeler konusunda ise beli veya göğsü yerine kolunda silah kılıfı ile dolaşan Meksikalı devrimciler, kavurucu güneşin altında dahi siyah takım elbiseden ödün vermeyen Avusturyalı ajanlar, fahişelerin cirit attığı bir salonda Bach'tan piyano eserleri çalan Sabata, bir ahırın içinde yerde duran ve hikayeye bir şekilde dahil edilen akordeon, Albay Skimmel'in çalışma odasında muhbirleri yoketmek amacıyla kullandığı, topları gerçek mermilerle dolu olan gemi maketi akla gelebilecek ilk örneklerdir.
Spaghettilerin vazgeçilmez öğelerinden birisi olan stres yaratma faktörü ise bıçakla sabitlenmiş nota defterine bakarak çaldığı parçayı bitirmeden düelloya oturmayan Sabata'nın bu mini konseri esnasında kendisine bakan onlarca çift Meksikalı ve Avusturyalının gözüyle verilmektedir.
Toplu veya yalnız olarak izlenebilecek bu pulp Spaghetti örneği, günümüzün iflah olmaz Spaghetti Western hayranlarından Quentin Tarantino'nun 1996 yılında Texas'ta kendi adına düzenlediği bir film festivali için seçtiği filmlerden birisidir. Ayrıca Spaghettilere Emek Veren Besteciler konusunda ele aldığımız Bruno Nicolai, en başarılı Spaghetti Western kompozisyonlarını bu film için gerçekleştirmiştir.
Yazan: Gökay GELGEC - Yojimbooo
6 yorum:
BU FİLMDE SABATA NIN ÇALDIĞI MÜZİKLERİN BACHA AİT OLDUĞUNU İLK SİZDEN DUYDUM ARAMAMA RAĞMEN ESERİN KİME AİT OLDUĞUNU BULAMADIM EĞER SİZ BİLİYORSANIZ BURAYA YAZARMISINIZ.
merhaba. albümün tamami asagidaki linkte eklenmis,
http://www.youtube.com/watch?v=iwLnEiGbgo4
HOCAM ÇOK SAĞOLUN GERİ DÖNDÜĞÜNÜZ İÇİN İLETİNİZİ YENİ GÖRDÜM GERİ DÖNÜŞ YAPACAĞINIZI PEK BEKLEMİYORDUM AÇIKÇASI.
YALNIZ BİR YANLIŞLIK VAR BEN ALBÜMÜ (SOUNDTRACK)BİLİYORUM SİZ
BACHTAN BAHSETMİŞSİNİZ SİZİN DIŞINIZDA BÖYLE BİR BİLGİYE RASTLAMADIM BEN KLASİK MÜZİK FANIYIM AMA BU ESERİN FİLM MÜZİĞİ OLDUĞUNU SANMIYORUM EĞER BİLİYORSANIZ(ZATEN SİZE SORDUĞUM BUYDU)BU BACHIN (YADA HER KİMİNSE)HANGİ PİANO PARÇASI OLDUĞUNU YAZABİLİRMİSİNİZ.
Merhaba. Video çalışmıyor. Bach'ın hangi eseri? Adını yazabilir misiniz?
merhabalar, bahsedilen eser sadece bar sahnesindeki piyano üvertürüdür. ilgili sahne ektedir. sevgiler
https://www.youtube.com/watch?v=hY2VtcpaLaE
pardon, 28:15 ten itibaren bar sahnesinin sonu :
https://www.youtube.com/watch?v=r5WjFchX668
Yorum Gönder